Miras Hukuku, kişilerin ölümünden sonra malları üzerinde yapmak istedikleri ölüme bağlı tasarrufları düzenlediği gibi gerçek kişilerin ölümleri halinde,  gaipliğine karar verilmesinin ardından ya da ölüm karinesinin varlığı durumunda mirasa konu olan malların bir diğer adıyla terekelerin yasal mirasçılar ve diğer mirasçılar arasında nasıl paylaştırılacağını, borçlarının nasıl ödeneceğini inceleyen özel hukukun bir dalıdır.

Miras hukuku kara Avrupası hukuk sisteminde medeni kanunlarda düzenlenir. Muristen kalan malların devredilmesine ilişkin veraset işlemleri bazı ülkelerde mahkeme kararı ile bazı ülkelerde de noterlerde oluşturulan nüfus kayıt sistemleri üzerinden belgelendirilmektedir.

Mirastan Kimler Pay Alabilir?

Türk Hukuk sisteminde mirastan pay alabilecek kişiler zümre sistemine göre belirlenir. Bunlar;

  • Birinci zümre olan  miras bırakanın alt soyu olan kişilerdir. Bu kişiler murisin çocukları ile torunlarıdır.
  • İkinci zümre olan murisin annesi, babası, kardeşleri ve yeğenleridir.
  • Üçüncü zümre olan murisin büyükbabası, büyükannesi, amcası, dayısı, halası ve teyzesi gibi akrabalarıdır. Ölen kişinin mirasından üçüncü zümreye kadar olan mirasçılar pay alabilir. Fakat bu zümreler arasında birinci zümre hayattayken diğer zümrelerin hak iddia etme durumları söz konusu olamaz.
  • Bu zümreler yani kanunla belirlenmiş yasal mirasçılar haricinde, aralarında kan bağı bulunmayan kişiler bir vasiyetname yazılması ile mirastan paylarını alabilirler. Lakin bunun için murisin ölümünden önce bir vasiyetname hazırlaması gerekmektedir.

Mirasta Saklı Pay Nedir?

Miras hukuku sistemimiz, murisin  tüm tereke üzerinde serbestçe tasarruf etmesine izin vermemektedir. Miras bırakılan tüm değerler üzerinde miras bırakanın bazı mirasçılarının saklı payı bulunur. Bu nedenle terekenin bazı mirasçılar lehine üzerinde tasarruf edilemeyecek kısmına saklı pay, hak sahibi olan mirasçılara ise saklı paya sahip mirasçılar denir. Hukukumuzda saklı paylı mirasçılar 3 gruptur. Bunlar; torunlar ve çocuklardan oluşan alt soy , ebeveynler ve hayatta kalan eşlerdir. Günümüzde kardeşlerin miras üzerinde  saklı payı bulunmamaktadır. 2007 yılında yapılan değişiklikle beraber kardeşler bu gruptan çıkarılmıştır.

Mirasçılıktan Çıkarma Nedir?

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 510-513. Maddeleri arasında düzenlenen saklı paylı mirasçının saklı payını tamamen ya da kısmen ortadan kaldıran istisnai hallerden birisidir. TMK m.510-513 de düzenlenen mirasçılıktan çıkarma ile miras bırakan tarafından saklı paylı mirasçıların belirli hallerde miras haklarında tamamen ya da kısmen mahrum bırakılmalarını sağlar. Saklı paylı mirasçılar miras bırakan kişi veya yakınlarına yönelik ağır bir suç işlemesi halinde mirasçılıktan çıkarılabilir. Aynı Şekilde mirasçı aile hukuku kaynaklı ödevlerini yerine getirmezse de mirasçılıktan çıkarılabilir.

Reddi Miras

Reddi miras, murisin ölümünün ardından mirasçıların kendilerine düşen paylardan vazgeçmelerine ilişkin irade açıklamalarını içeren beyandır. Yasal ya da atanmış mirasçının gerçekleştirdiği mirasın reddine yönelik işlemle artık  yasal mirasçı mirasçılık sıfatından çıkarılmış olur.  Reddi miras mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte mirası reddetmesidir.

Mirasçılık sıfatı kazanıldığında miras bırakılan kişiler miras bırakanın borçlarında sadece tereke ile sorumlu olmazlar. Aynı zamanda kendi şahsi mal varlıkları ile de sorumlu hale gelirler. Uygulamada terekenin borca batık olması durumunda reddi miras yapıldığı çokça görülmektedir.

Atanmış ve yasal mirasçılar ret tasarrufunu iki şekilde yapabilmektedirler. Bunlar;

Reddi miras işlemleri hangi mahkemede yapılır?

Mirasın reddi talebi mirasın açılacağı yerin Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır.

Mirasın Reddi Hangi Sürede Yapılmalıdır?

Mirasın reddi için kanunda üç aylık bir hak düşürücü süre öngörülmüştür. Murisin ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre bitimine kadar mirasın reddedilmesi gerekmektedir. Yasal mirasçıların mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmeleri gerekmektedir.